Kemanın ilk nerede bulunduğuna dair birçok görüş bulunmaktadır. Bununla birlikte ortaçağ döneminde İngiltere’de Fiddle, Almanya’da Fiedel, İtalya’da Lira da Braci ve Fransa’da Viel adlarıyla kullanılan yaylı çalgıların kemanın atası olduğu kabul edilmektedir. Tarihçi Lavignac’ın ileri sürdüğü görüşe göre keman, Oğuz Türklerinin kullandığı kemençeden gelmektedir. Kimi tarihçilere göre ise keman Arap yarımadasında sıklıkla kullanılan Rebab adlı çalgıdan geliştirilmiştir. Kemanın son şeklini alması 16. ve 17. yüzyıllarda yaşayan Paolo Maggini , Giuseppe Guarneru , Antonio Stradivarius gibi keman yapım ustaları tarafından sağlanmıştır. Dolayısıyla ‘Keman hangi ülkenin çalgısıdır?’ gibi sorulara verilebilecek net bir yanıt bulunmamaktadır. Günümüzde keman dünyanın farklı yerlerinde, farklı kültürlere ve müzik türlerine entegre bir şekilde çalınmaya devam etmektedir.

Bir müzik aleti çalarken beynin neredeyse her noktası aynı anda çalışır. Dile getirilemeyecek duygular çalınan müzik aleti ile dışa vurulur. Zevkler ve beğeniler doğrultusunda en çok çalınan müzik aletlerinden bir tanesi de kemandır. Tıpkı diğer müzik aletlerinde olduğu gibi keman çalabilmek insanı stresten ve sorunlardan uzaklaştırır. Sevilen şarkıların kemanla çalınabilmesinin verdiği haz ise paha biçilemezdir.